SORMA KARDEŞİM!
29 Haziran 2014 02:06:10
"Kaç yaşındasın?", " Ne iş yapıyorsun?" Ve "Kendini tanıtır mısın?" sorularını hiç sevmem.
Yaşama, geçmişime ve kendime yapılmış haksızlık gibi kabul ederim.
Bu soruların cevapları karşıdakilerin beni belli bir kalıba sokmaya çalıştıkları izlenimi doğurur.
Soru sahibinin zihninde bir yere oturtması için benden geçmişimi onun anlayacağı ve o kalıplara uygun biçimde anlatmamı istemesi haksızlık değildir de nedir? Ben de cevap verirken bize dikte ettirilen biçime uygun doğduğum yeri, okuduğum okulu ve yaptığım işi söylediğimde yaşadığım binlerce günü bir çırpıda silip geçeceğim ha? Oysa sabah kalktığımda ilk iş olarak açtığım radyom, içtiğim iki bardak su ve yaktığım pipom benim özgeçmişimin önemli bir parçası
Kahvaltıda bol yeşillik yemem, kendime melemen yapmam ve ardından bir demlik çay içmem de
Çay ise başlı başına önemlidir. Bulabildiğim her çeşit çayın harmanlanması, çayı demlerken başında beklememi anlatmasam özgeçmişim eksik kalır. Radyoda çalan bir türküyle duygularımın göğe yükselerek geçmişimden bir anımı canlandırması ve pipomdan derin bir nefes çekip dalıp gitmelerim de öyle
Hangi birini anlatacaksın ki? Okul der geçeriz. Oysa o okula kayıt olduğun gün sırada beklerken atan yüreğinin sana söylediklerini anlatmazsın
Ve koca 24 saatlerden oluşan günleri, ayları, yılları yaşamamış gibi kabul edip, üç-beş konuya sığdırıp, şu okuldan mezun oldum diyerek anlatılan özgeçmiş olur mu? Hele rüyalar
Özgeçmişimi sorana "ben lisedeyken şöyle bir rüya görmüştüm ve hala hatırlıyorum" demek lazım
Yaşadığım aşkın başlangıcı, sonunu anlatmak ve yedeksubay okuluna gittiğim ilk günü
Anamın ölümünü, babamın ölümünü ve ilk ölümle tanıştığım ninemin ölümünü anlatmak gerek
Kısaca bu özgeçmiş sorusu bolca canımı sıkar
Bir de olur olmaz yerde kaç yaşındasın diye soruyorlar. Niye soruyorlar? Çünkü vereceğim rakamla beni zihinlerinde bir yere oturtacaklar. Koca adam veya daha toy diyecekler
Kim bilir belki yedi yaşımda yaşadığım bir olayın etkisindeyim daha ve aynı hızla koşabilirim. Lise yıllarında arkadaşlarımla yaptığım romantik sohbetlerden hala zevk alıyor da olabilirim. Üniversite yıllarında öğrendiğimiz halk oyunu figürünü otobüs durağında tekrar edecek kadar hala heyecanlıysam
Kızlarımı ilk gördüğümdeki heyecan yüreğimde aynen duruyorsa? Esprilere gülüyorsam ve yapabiliyorsam, sorgusuz sualsiz seyahate çıkıyorsam? Ne olacak peki, yaşımı öğrendiğinde zihninde belirenle benim aramdaki fark? Yıllar zaten hızla akıp gitmiş, yirmi yıl öncesinden bahsederken sanki bu sabahtan bahseder duygusuna kapılırken bir de yaş sormazlar mı? Aslında "daha bir gün olmadı" diyerek cevaplamak lazım
Sabah doğdum, öğleni yaşadım ve şimdi ikindi vaktindeyim demek lazım
Yaşam dediğin gerçekten bir gün
Matematiksel olarak yüz yıl yaşasan da aslında "bir gün"
Şiirimde dediğim "daha dün yaşadım dediği yetmiş yıllık ömür" cümlesindeki gibi
Çocukken geçmek ve bitmek bilmeyen günler bir süre sonra o kadar hızlı akıyor ki yılların, mevsimlerin nasıl geçtiğinin farkına bile varamıyorsun. Hızından dolayı farkında olmadığın yılları rakam olarak ifade etmeye ne gerek var? Normal şartlarda belki yirmi yaz, yirmi kış mevsimi daha göreceğiz belki görmeyeceğiz. Belki bir sonbahar veya ilkbaharda bitecek bir günlük yaşam
Ne iş yapıyorsun? Sorusuna ne cevap vereceksin ki? Ne iş olursa olsun ve iş-meslek adı söylendiğinde karşıdaki yapılan işin bütün ayrıntılarını, özelliklerini bilecek mi? Hayır ama yine de sorarlar. Yazarım, yazar ve şairim dedim mi hemen anlayacaklar mı ne yazdığımı, nasıl yazdığımı, iyi yazıp yazamadığımı, neden bunu tercih ettiğimi, yazmak için neler yaptığımı, okuyup okumadığımı, nerede, nasıl, hangi ortamda yazdığımı anlayacaklar mı? Hayır ama yine sorarlar. Bir de gayr-ı meşru işler yapanlar ne derler ki bu soruya? Hırsızım, uyuşturucu satarım mı diyecekler? Demezler ama yine de sorarlar. Aslında bu soruyu soranlara "sana ne?" demek gelir içimden
Yazarım evet kitabımı mı alacaksın? Bana ufuk mu açacaksın? Yok ama yine sorar. Bir de genel isimler vardır. "Devlet memuru, serbest meslek, tüccar, esnaf gibi
Her birinin yaptıklarının ayrıntısı ve yaşadıklarını mı anlayacaksın niye sorarlar bu ne iş yapıyorsun sorusunu
Ben, işte karşındayım, görüntümle, konuşmamla karşındayım. İnsanım, bir garip kulum ve "hiç" olmaya talibim, belki de ben bir "hiçim". Daha ne sorarsınız?
Bu Yazı Toplam 301 Defa Okunmuştur
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış