VATANDAŞ OLMANIN HAFİFLİĞİ...
13 Subat 2014 18:08:38
Yarın sabah erkenden trafiğe çıkıp, hiç kimseye yol vermeyeceğim. Yanımda, önümde, arkamda olanları tehlikeye sokup, el kol işaretleriyle ve alabildiğince uzun klakson çalarak, upuzun bir metni dillendirmiş olacağım.
Telefonla arayanları "ha söyle" diye açıp, müsait misin diye soranlara "aslında değilim" diyeceğim. Bana değer verenleri gözümde alabildiğince küçültüp, en yumuşak karınlarından vuracağım. Mesela; yaptığı işi küçümseyeceğim, konuşmasıyla dalga geçeceğim, söylediklerinin tam zıddını anlamış gibi polemik yaratacağım. Birkaç kişiyi arayıp çeşitli konularda sözler vereceğim ve asla yerine getirmeyeceğim. Hatta şurada şu saatte buluşalım diye randevu verip gitmeyeceğim.
Benden daha usta olan, daha akıllı, zeki olan, daha kariyerli, daha bilgili olan kim varsa hepsini arayıp, hiç bilmedikleri konularda sorular sorup, bilemeyince, cevabı verip, kendimi ispat edeceğim.
Ardından gelen telefonların hiçbirini açmayacağım ve geri dönmeyeceğim.
Sonra, arabamı bir otoparkın giriş kapısını kapatacak şekilde park edip, en yakında bulunan bir kamu kuruluşuna gideceğim. Kapıdaki özel güvenlik görevlisinin soracağı sorulara, saygısız davranışlarına cevap vermeden, önceden hazırladığım Emniyet Müdürü kimlik kartını göstererek esas duruşa geçirtip, her türlü hakareti yapıp, ezdikçe ezeceğim.
Oradan çıkıp bir hastaneye gidip doktorun birinin odasına gireceğim. Doktor nasıl olsa beni insan gibi görmeyeceği için ben de odadaki dolap veya askıya derdimi anlatacağım. Doktor uyarınca "sussana ben doktorla konuşuyorum, sen askılığını bil" diyeceğim.
Bir mağazadan bir şeyler çalıp suçlu duruma düşerek polisin gözündeki vatandaş profiline ulaşacağım.
Bir cafeye oturup cep telefonumdan birilerini arayıp, bağıra çağıra, kahkaha atarak, sinirlenerek herhangi bir konuyu anlatacağım. Gelen kötü çayı garsonu rehin alıp zorla ona içirerek, çayın parasını patrondan tahsil edip çıkacağım. Çıkmadan önce cafenin tuvaletine gidip cebimde götürdüğüm kağıt parçalarını, bez parçalarını sağa sola serpip, pisüvara atacağım.Çıkar ilişkisinden başka şey bilmeyenlere tek tek uğrayıp son loto çekilişinde çıkan büyük ikramiyeyi kazandığımı ve bunu kimseye söylememesi gerektiğini söyleyerek bir anda nasıl değiştiklerini gözlemleyip, ya benim milyonum var senin gibi parasız biriyle niye konuşayım ki diyerek çıkıp gideceğim. Bazılarına da çeşitli iş teklifleriyle gideceğim ve kazanacağım paralardan söz edeceğim.
Bindiğim dolmuşta ülke meselelerinden birini açıp bağıra çağıra düşüncelerimi söyleyip, kendimin ne kadar vatanperver ve akıllı olduğumu göstereceğim. Yetmezse telefonla başkanım diye hitap ettiğim kişiyle partinin ve devletin işlerini konuşacağım. Eve döndüğümde, asansörde sigara içip, asansörün içine bir şeyler yazacağım. Belki aynayı da kırarım.
Ayakkabılarımı apartman boşluğunda evin kapısında çıkarıp, su sızdıran bir poşet çöpü de kapı önüne koyacağım.
Bilgisayarımda facebook sayfamı açıp, bana değer veren ve önemseyen ne kadar kişi varsa hepsini etiketlediğim güzel ve anlamlı bir söz paylaşacağım. Ardından birkaç şiir, birkaç felsefi söz, birkaç üstü yazılı fotoğraf ve siyasi birkaç slogan paylaşacağım. Arkadaş listemde olan ve bana çok önem veren birkaçını, daha değerli olayım diye arkadaş listemden de çıkaracağım.
Televizyonun başına oturup art arda birkaç dizi izleyeceğim.
Evdeki kitapları, dergileri kutulara koyup kapının önüne koyduktan sonra, apartman görevlisinin artık gazete getirmemesi notunu kapıya yapıştıracağım.
Gece yarısını geçince televizyon, radyonun sesini alabildiğine açıp öyle dinleyeceğim.
Sonra toplumu oluşturan çoğunluktan biri olabilmenin huzuruyla, normal bir vatandaş olmayı becerebilmenin gururuyla, en değerli, bilgili, sadık, dost, candan, akıllı, başarılı ve dünyanın merkezi olmanın mutluluğuyla uyuyacağım...
Allah'ım bu ne büyük saadet...
Bu Yazı Toplam 111 Defa Okunmuştur
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış