"LEYLA, EYLÜL İLK DEĞİLLER, SESSİZ KALDIĞIMIZ SÜRECE SON OLMAYACAKLAR"
Kdz. Ereğli Kadın Platformu tarafından son günlerde yaşanan çocuk istismarı ve cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla bir eylem gerçekleştirildi.
05 Temmuz 2018 12:34:59
Kdz. Ereğli Kadın Platformu tarafından son günlerde yaşanan çocuk istismarı ve cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla bir eylem gerçekleştirildi.
Ereğli Kadın Platformu, geçtiğimiz günlerde kaçırıldıktan sonra cansız bedenlerine ulaşılan kız çocukları Eylül Yağlıkaya, Leyla Aydemir ve çocuk istismarına dikkat çekmek amacıyla bir eylem gerçekleştirildi.
Emekçi Kadın heykeli önünde sık sık slogan atan Ereğli Kadın Platformu üyeleri ellerinde taşıdıkları dövizler yaşanan vahşetlere dikkat çektiler.
Karadeniz Ereğli Kadın Platformu olarak hazırlanan eylemde konuşma yapan Hamide İpek, hazırlanan yasa tasarısının sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yaratacağını söyledi.
İpek, konuşmasında şunları söyledi:
22 Haziran'da kaçırılan Eylül Yağlıkaya'nın cansız bedeni 1 Temmuz'da bir elektrik direğinin altında gömülü olarak bulundu.
15 Haziran'da kaybolan Leyla Aydemir'in cansız bedeni 2 Temmuz'da evinden 1km uzaklıkta bir derede bulundu.
Bu hafta gündemde olan Eylül ve Leyla gibi haberdar bile olamadığımız yüzlerce çocuk var. Son 10 yılda cinsel istismar %700 arttı, 280 binden fazla çocuk tacize tecavüze uğradı, 483 binden fazla çocuk devlet izniyle evlendirildi. Son 6 yılda 412 bin çocuk anne oldu. Kadın cinayetleri her geçen gün arttı. Adalet bakanlığının verilerine göre yılda ortalama 17 bin çocuk istismarı davası açıldı ve bu davaların yüzde 45’i mahkumiyetle sonuçlanmadı. Ve çocuk tecavüzlerinin sadece yüzde beşi ortaya çıktı.
Şiddetin, tacizin, tecavüzün, istismarın bu kadar artması sadece failin suçu değildir. Bu ülke bu duruma kademe kademe getirildi. 13 yaşında 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç’nin rızası vardır denildi. Münevver Karabulut katledildiğinde dönemin başbakanı (kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya…”, eski emniyet müdürü “herkes kızına sahip çıksın” dedi. Küçük yaşta çocuklar tarikat yurtlarında, Kuran kurslarında tecavüze uğradı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Ensar Vakfı’nda yaşana çocuk tecüvüzü olayı için “bir kereden bir şey olmaz” dedi. Ve Ensar Vakfı başkanı bugün millet vekili oldu. Diyanet’in resmi sitesinde “9 yaşındaki kız çocuğu evlendirilebilir” diye açıklama yapıldı. Teseddür anlayışı anaokullarına kadar indi, eğitim dinselleştirildi ve bütün bunları siyasal iktidar “hoşgörü” ile karşıladı. Bu anaokullarına kadar indi, eğitim dinselleştirildi ve bütün bunları siyasal iktidar “hoşgörü” ile karşıladı. Bu suçlar meşrulaştırılmaya çalışıldı. Üstelik Cinsel Suçlaları Engelleme Komisyonu önerisi mecliste reddedildi.
Çocuğa, kadına, engelli bireye okulda sokakta, parkta, hayatın her alanında yapılan her türlü şiddetteki devasa artışa fitrat mı diyeceğiz?
Her gün televizyonda gördüğümüz sözde “din hocalarının” fetvalarına göre mi yaşayacağız? Örselenmiş, travmaya uğramış çocuklarımızı, suçu her daim mağdura yıkan ahlakımızla mı, yoksa tacizde tecavüzde rıza arayan iyi hal indirimi uygulayan hukukla mı iyileştireceğiz?
Reşit sayılma yaşını, kız çocuklarının 12 yaşında regl olmasına indirgeyip, ruhsal ve bedensel gelişimini hiçe sayan ve tecavüzü aklamaya çalışan hasta beyinler, bunu fıtrat olarak nitelendirmektedir. Tüm bu yaşananlara fıtrat deyip ahlaksızlığınızı örtemezsiniz.
Eylül cinayeti sonrası açıklama yapan bakan Gül ve Bekir Bozdağ, cinsel istismar yasa tasarısını gündeme aldıklarını ve yeni dönemde katrasyon çalışmasının sürat ile hayata geçirileceğini söyledi. Bu tasarı çocuk istismarı olaylarının artmasıyla ve görünürlük kazanmasıyla ortaya çıkan tepkileri bastırmak için ilgili tarafların görüşü alınmadan özensizce hazırlanmıştır. Tasarı sorunları çözmeyeceği gibi yeni sorunlar doğuracaktır. Çocuk yaşta evliliği, tecavüzü, tecavüzcü ile evlenmeyi meşru kılacaktır. Tasarıda failin de çocuk olduğu hallere ilişkin hiçbir düzenleme bulunmamaktadır.
Cinsel istismarı önlemek için cezaların arttırılması ,çözüm değildir. Suçluyu tıbbi uygulamalarla cezalandırmaya çalışmak, Kısas, linç ,idam gibi çağ dışı cezalandırma yöntemlerinin önünü açacak tehlikeli bir adımdır. Cinsel istismar, önlemek için cezaların arttırılması ,çözüm değildir. Cezaların ağırlaştırılmasıyla çağdaş ceza hukukundan "kısasa kısasın" uygulandığı Hamurabi Kanunları dönemine dönülen bu yasal düzenleme toplumun gazını almaya, artan cinsel istismar suçlarındaki artışın gerçek nedenini perdelemeye yönelik bir çalışmadır.Sorunun ana kaynağını bulup üzerine gitmek ve suçun işlenmesini önlemek gerekir. Bunlar yapılmadan sadece cezaların arttırılması caydırıcı olmaz. Hükümet çağdaş ceza hukukundan uzaklaşan "göze göz dişe diş- sistemi ile ceza kanununa 40'lı 30'lu yıllara varan ceza mahkumiyetleri koyarak cinsel istismar suçu ile mücadele edebileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Cezaların ağırlığı suçun işlenmesinin önlenmesinde belli bir etkisi sahip olsa ABD'nin idam cezasının olduğu eyaletlerinde suç oranlarında büyük çapta bir azalma olmaması sorunun ağır cezalarla çözülemeyeceğini gösteriyor.
Cinsel istismar ile mücadele ancak çocuğu merkeze alan politikaların yasalarla desteklenmesiyle mümkündür. Önleme ve koruma felsefesini merkeze alan hak temelli bütüncül bir çocuk koruma politikası hayata geçirilmelidir.
Cinsel istismarlarda zaman aşımı sorununa çözüm bulunmalı, çocuğun beyanının hukuki değeri güçlendirilmeli.
Cezalar yeniden değerlendirilmeli ve kurumsal mekanizmaların oluşturulması konusunda uluslararası sözleşmeler ve iyi örnek oluşturan ülkelerin deneyimleri incelenmeli. Cinsel istismara uğrayan çocuklar için yardım ve destek mekanizmaları kurulmalı. Çocuk yaşta ve zorla evlendirmeyi önleyecek ve tüm sorumlular hakkında caydırıcı cezalar getirecek yasal düzenlemeler yapılmalı. Failin çocuk olduğu durumlara ilişkin ayrı bir düzenleme yapılmalı. Kadınların ve çocukların şiddete, tacize, tecavüze maruz kaldıklarında başvuracakları merkezler yaygınlaştırılmalı. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici cinsel sağlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi başta çocuklar olmak üzere herkes için erişilebilir hale gelmelidir.”
Haber : EREĞLİ SAHİL GAZETESİ
ETİKETLER : Yazdır