GÜNDEM: TÜRKİYE VE ORTADOĞU
Kdz.Ereğli Belediyesi tarafından düzenlenen Gündem toplantılarının' ilkinde Son gelişmeler ışığında Türkiye ve Ortadoğu' konuşuldu.
13 Mart 2018 12:40:55
Kdz.Ereğli Belediyesi
Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından ilk kez gündem toplantıları
düzenlenmeye başlandı. Anadolu Otel konferans salonunda ilki gerçekleştirilen
toplantıda, Son gelişmeler ışığında Türkiye ve Ortadoğu' konuşuldu.
Konferansa AK Parti İstanbul
Milletvekili Metin Külünk, gazeteci yazarlar Selahattin Yusuf ve Ahmet Kekeç
konuşmacı olarak katıldı.
Kdz.Ereğli Belediye
Başkanı Hüseyin Uysal, konferansın açılış konuşmasında ilçede yapılan
hizmetlere özet olarak değinirken, "Çeliğin, Çileğin ve Çınar'ın şehri
Kdz.Ereğli'de bu tür gündem toplantılarını sürdüreceğiz" dedi.
"SON GÜNLERDE DEĞİŞİKLİKLER VAR"
Başkan Uysal, şunları
söyledi; "Etrafımızdan haberdar
olmazsak kendi yaşamımızı devam ettiremeyiz. Çevremizdeki gelişmelerden
haberdar olmamız lazım. Memleketimizi bir çember içerisine alalım, dünyadan
ayrı, farklı düşünemeyiz. Son gelişmeler ışığı altında Kdz.Ereğli'yi çok
anlatmak isterdim. Çünkü Kdz.Ereğli'mizde son günlerde son derece değişiklikler
var. Alt yapı bitti, sosyal tesis
alanlarımızdan bazıları bitti, bazıları da çok kullanılır halde ancak Atatürk
Anıtı çevresindeki düzenlemeler, havuzlar kalktı. Eleştiri şu, 'orada taşların arasında
çimenler çıkıyor.' Zaten istediğimiz bu. Biz oralardaki çınar ağaçlarının daha
uzun yaşaması için bu işlemi yaptık. Devasa havuzlarda gezilecek alanlar yoktu.
O alanları kullanılabilir, kamusal alan dediğimiz vatandaşımızın özellikle
ailelerin çocuklarımızın yaşam alanı haline getirdik. Bu yüzden bizler
yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz.
"DÜNÜ BİLMEMİZ LAZIM"
Pazar yeri konusunda,
herkes pazaryerine gitmiştir. Bugünü anlayabilmemiz için dünü bilmemiz lazım.
Pazar yeri biz göreve gelmeden şuan mevcut olan belediye binamıza
taşınacaklardı. Ön tarafındaki o dükkanlar, balık satış yerleri olacaktı. Bütün
köylü pazarı, esnafımız belediye binamıza taşınacaktı. Bunları anlatıyorum
çünkü bilinmesini istiyorum. O binaya köylülerimiz, esnafımız gidebilir miydi?
Oradaki dükkanları kiralayabilirler miydi? Şehrimizin içinden geçen Pençes
ırmağı buradan akıyordu ve yanında da balıkçılar, bu son derece yanlıştı. Kaldı
ki bu binanın maliyeti 14 milyon liraydı. Şimdi bir belediye binası yapılsa bu
kadar para gitmez.
"EREĞLİ RANTİYE ALANINDAN ŞANTİYE ALANINA
DÖNDÜ"
Bizler ne yaptık? Adı
üzerinde ne dedik, 'pazaryeri rehabilitasyon projesi'. Yani esnafımızı hiç
rahatsız etmeden projemizi esnafımız bir gün dükkanını kapatmadan, rahatsız
olmadan, aynı paralelde yürüttük. İki tane mescit yaptık, orada bütün
vatandaşlarımız 2 metre karelik dükkanlarda namaz kılıyordu. Kadın ve erkek
mescidi yaptık. 7 kişilik bayan, 12 kişilik tuvaletler yaptık. Bebek bakım
odası yaptık, yerinde düzenledik. Ancak
gözden kaçan bir düzenleme daha yaptık, tuvaletleri ücretsiz yaptık. Pazarcılarımız
zor kazanıyor zaten tuvaletleri ücretsiz yaptık. Rehabilitasyon projesi bitti,
kenar düzenlemeleri de bitti. Yalnız pazaryerinin kendi bahçesinde ürettiği
malı pazaryerinde satması için yerlerini hepsine tahsis ettik. Eskiden kim
yerindeyse aynı yerinde kalıyor. Ancak bir dedikodu sürekli anlatılıyor, böyle
bir şey de bize gelsinler, kendilerine açıklayalım. Kısacası rant falan yok.
Bizler göreve geldiğimizde zaten Ereğli rantiye alanından şantiye alanına
döndü.
"BİZLER TARAFIMIZI BELLİ ETTİK"
Geçen hafta kent meydanı
projemizi başlaması için biz eski terminal binasını yıktık. Biz kent meydanının
iki katlı otopark, kent meydanı ve üzerine sembol camide yapmak niyetimizi
ortaya koyduk. Aslında bu Hazreti İbrahim'in ateş ile su taşıyan karınca
misali. Bizler tarafımızı belli ettik. Bu projenin yapılmasında samimiyiz.
İnşallah Allah'ın izniyle de bu hafta ihalesine çıkıyoruz. Bizler için bu son
derece önemli bir proje. Şehrimizin hem trafik sorununu hem de meydan
kazandırılmasını hem de şehrimizin ilçemizin ihtiyacı olduğu cami meydana çıkacak.
Her gerçek bir hayalle, her bahar bir çiçekle başlar. Biz bir çiçek baharın
açılışını müjdelemek için bunu önemsiyoruz. Terminalimizi yıktık, oradaki
arkadaşları da ve yolcularımızla, vatandaşımızla mağdur etmeden çözümü de o gün
bulduk. İnşallah halk otobüslerimizle, ulaşımla alakası olan kardeşlerimizle
paylaştık. Halkımız da şoför esnafımız da mağdur olmayacak şekilde ortak bir
çözüm bulduk.
"HER PROJEDEN ENGELLİLERİMİZ
FAYDALANIYOR"
Bir de biliyorsunuz havuz
projesi dedik. Havuz projesi aslında geçen hafta mecliste, 'engelliler olursa,
engelliler de faydalanabilirse biz buna evet derdik' diyen arkadaşlarımız var.
Zaten bizim yaptığımız her projede engelli vatandaşlarımız faydalanıyor. Şimdi
ben buradan soruyorum, 20 yıldır belediye binamıza eski yerine engelli
vatandaşlarımız çıkabiliyor muydu? Peki Atatürk Kültür Merkezi dediğimiz yerde
sinema salonlarında 20 yıldır biz göreve gelmeden engelli kardeşlerimiz salona
girebiliyorlar mıydı? Giremiyorlardı. Aslında yaptığımız yatırımlar da 2-3 bin
lirayı geçmeyen basit bir rampa ama bunu bile düşünmediler. 'Havuzda engelliler
yüzerse.' Yüzecek, bunu da yapacağız. Bizim her kamusal projemizde engelli
vatandaşlarımız düşünülmüş.
"DOĞRU OLANLARI YAPIYORUZ"
Göreve geldiğimizden
itibaren ödüller aldık, 4 tane. Alt yapıda aldık, EMİTT fuarında aldık, turizm
alanlarında aldık. Bilim şenliğinde aldık. Benim için bu 4 ödülün arasında en
önemlisi 4'nci sınıf sosyal bilgiler kitabına girmek. Orada bilim ve teknoloji
sayfasında bilim adamları var ileride Kdz.Ereğli Belediyesi var. Benim için en
önemli ödül bu kitap. Ben o kitabı saklıyorum, hayatımın en anlamlı ödülü. Bir
ders kitabına geçiyorsunuz. 81 İl'de 4. sınıftaki öğrencilerin aileleri bunu
görüyor. Bizler ödül almak için çalışmıyoruz. Çalışmalarımızı ödül alalım diye
de yapmıyoruz. Bizler doğru olanları yapıyoruz. İlçemizin ihtiyacı olanları
yapmak istiyoruz"
"TÜRKİYEYİ ANADOLU'DA SIKIŞTIRMAK,
ORTADOĞU'YA ÇIKARTMAMAK"
Konferansı yöneten AK Parti
İstanbul Milletvekili Metin Külünk, yaptığı açıklamada "Afrin'de olup
biten her şeyle Yemen'de olup biten arasında fark yok. Afrin'de olup biten her
şeyle Musul, Kerkük'te 100 yıl önce yaşadıklarımız arasında hiçbir fark yok.
100 Yıl öncesine gitmeyelim, Afrin'de olup bitenle birinci Körfez harekatı
sonrasında Irak'ta yaşananlar arasında hiçbir fark yok. Dün Berlin duvarının
yıkılmasının ardından Körfez harekatı üzerinden Irak'ta yaşananlar ile bugün
Suriye'de yaşananlar arasında hiçbir fark yok. İkisinin de hedefi bizi
Anadolu'da sıkıştırmak, Ortadoğu'ya çıkartmamak. İslam dünyasının ümmetin bütün
bileşkelerini ortadan kaldırmak" dedi.
"TUTSAK EDİLMEK İSTENDİK"
Külünk, konferansta
yaptığı konuşmada, Ortadoğu'yu elinde tutanın dünyayı elinde tutacağını, o
bölgede yaşanan her olayın herkesi yakından ilgilendirdiğini belirterek,
"100 Yıl önce birinci dünya savaşı bitmiş, biz Anadolu topraklarına
çekilmek durumunda kalmış, fiziki sınırlarımız ile aklımız ve ruhumuzla
sınırlandırıldıktan sonra, 'ya Orta doğu mu? Araplar mı? Ne olursa olsun' bizi
getirmek istemişlerdi ya aslında dünyanın kalbinden bizi koparmak istemişlerdi.
Biz kalpten koparılarak Anadolu topraklarına tutsak edilmek istendik"
dedi.
"BİR IZDIRABIN EŞİĞİNDEYİZ"
Dünyanın giriş kapısının İstanbul
olduğunu anlatan Külünk, şunları söyledi: "Dünyanın şehir devletçiklerine
dönüştürülerek yönetilmek istenmesinin yegane sebeplerinden bir tanesi
İstanbul'un Müslüman Türklerin elinden gasp edilme hesabıdır. Çünkü İstanbul'u
başka türlü tutamayacaklarını biliyorlar. İstanbul üzerindeki hesapları
1453'den hiç bitmediği bir zaman diliminde biz Ortadoğu'yu konuşuyoruz.
Ortadoğu'yu hiç susturulmadan konuşuyoruz ama üzgünüm ki yeniğiz, mağlubuz. Bu
mağlubiyeti galibiyete bir büyük dönüşümün sancılarını yaşıyoruz. Bir ızdırabın
eşiğindeyiz. Bu ızdıraptan mutlaka büyük bir galibiyet çıkacaktır. Ben yürekten
inanıyorum. Allah bir kez daha Anadolu toprakları üzerinden bu aziz millete bir
kez daha önüne fırsa geçirmiş durumda. Eğer bunu iyi getirmesini bilirsek.
Afrin'de olup biten her şeyle Yemen'de olup biten arasında fark yok. Afrin'de
olup biten her şeyle Musul, Kerkük'te 100 yıl önce yaşadıklarımız arasında
hiçbir fark yok. 100 Yıl öncesine gitmeyelim, Afrin'de olup bitenle birinci
Körfez harekatı sonrasında Irak'ta yaşananlar arasında hiçbir fark yok. Berlin
duvarının yıkılmasının ardından Körfez harekatı üzerinden Irak'ta yaşananlar
ile bugün Suriye'de yaşananlar arasında hiçbir fark yok. İkisinin de hedefi
bizi Anadolu'da sıkıştırmak, Ortadoğu'ya çıkartmamak. İslam dünyasının ümmetin
bütün bileşkelerini ortadan kaldırmak"
"AFRİN, BAĞIMSIZ HATAY CUMHURİYETİ'NİN
BİR İLÇESİYDİ"
Amerika Birleşik
Devletleri'nin son 5 yılda bölgede yaptıkları ile deşifre olduğunu ifade eden
gazeteci yazar Ahmet Kekeç, Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonu ile
Amerika'nın planlarını bozduğunu söyledi. "Afrin operasyonu ile ABD'nin
tasarımların bir anlamda altını boşaltıyoruz" diyen Kekeç, "Bize
kızgınlıkları çok fazla. Ülkemizde darbe yapmaya bile kalkıştılar, bize o kadar
öfkeliler. Uzun bir adam çıktı tüm
hesapları bozdu. Bu Gezi olayları, 17-25 Aralık, kaos, 15 Temmuz olarak
dönüyor. Afrin ile bizim çok alakamız var. Afrin, Suriye'nin bir bölgesi
değildir. Afrin, bağımsız Hatay Cumhuriyeti'nin bir ilçesiydi. Hatay, 1919'da katılmadan
önce bağımsız bir cumhuriyetti. Afrin, Hatay'ın ilçesiydi. Hatay hükümetinin
kararından sonra bize bağlanmasıyla Afrin, Suriye topraklarında kaldı. Hatay'da
olanlar bilir. Afrin bize çok tanıdık bir bölge. Yani Afrin'de ne işimiz var
diyenlere cevap olabilecek türde bilgiler bunlar. Bizim sulh ve sükun
içerisinde yaşayabilmemiz için sınır güvenliğini garanti altına alınması
gerekiyor. Bu çerçevede yapılan operasyonlar bunlar" dedi.
TERÖR VE UYUŞTURUCU KORİDORU
Bölgedeki koridorların
sadece terör değil uyuşturucu için de kullanıldığını vurgulayan Kekeç, şunları
söyledi: "Türkiye'nin son yıllarda terör operasyonlarının sıklaştırması
ile birlikte Asya'dan batıya gönderilen uyuşturucu trafiğinde aksamalar olduğu.
Şöyle söylemek lazım, Hakkari Yüksekova'yı kullanıyorlardı artık bu güzergahı
da kullanamaz hale geldiler. O terör koridoru ile hem uyuşturucu hem Ortadoğu
petrollerinin sevkini sağlayacaklardı"
"TÜRKİYE BÜYÜMEK ZORUNDA"
Gazeteci Yazar Selahattin Yusuf, gelecekte
Türkiye'nin güçlü ve büyük bir ülke olabilmesi için büyümesi gerektiğini
anlatarak, "Durursa düşecek, bisikletin üzerindedir Türkiye. Türkiye
mutlaka her bakımdan büyümek zorunda. Hiç değilse manen büyümek zorundadır. Bu
vücuda yeniden kan vermemiz gerekiyor. Kanı kültürel olarak çekilmiş bir
memleketteyiz, bunu kabul etmek zorundayız" dedi.
Program soru ve cevap
bölümüyle sona erdi. Programa katılması beklenen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Saadet Oruç'un Bakanlar Kurulu toplantısına katıldığı için gelemediği
açıklandı. İlçe protokolü ile birlikte çok sayıda kişinin takip ettiği
programda Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, konferansa katılan misafirlerine
çeşitli hediyeler takdim etti.
Haber :
ETİKETLER : Yazdır